Hayatü's Sahabe Kutulu 4 Cilt, M. Yusuf Kandehlevi

1.811,25 TL
Stok Kodu
9789944219112
*171,98 TL den başlayan taksitlerle!!
Hızlı Gönderi
Sponsor Ürün

HAYATÜS SAHABE Yusuf Kandehlevi Merve Yayınları
Ebu’l-Hasen Ali el-Hasenî en-Nedvî’nin Önsözü

Âlemlerin Rabb’i olan Allah Teala’ya hamdeder; Efendimiz Hz. Mu­hammed (s.a.v.)’e, onun âl ve ashabına ve kıyamet gününe kadar onlara tâ­bi olanlara salât u selam getiririz.

Şüphe yok ki Hz. Peygamber’in ve sahabilerinin sîretleri (hayat hikâye­leri) ve tarihleri iman kuvvetinin ve din duygusunun en kuvvetli kaynakla-rındandır. Müslümanlar bugüne kadar bunlardan iman parıltısı almışlardır. Küllenen kalbler bunlarla alevlenmiştir. Kalbler maddî rüzgârların ve fırtı­naların estiği alanda bulunduklarından çabucak sönerler. Kalblerinin sön­mesi hâlinde de müslümanlar kuvvetlerini, etkilerini ve kendilerini diğer üm­metlerden ayıran özelliklerini kaybederek cansız bir ceset hâline dönüşürler.

Bu tarih, kendilerine gelen İslâm dâvetine iman ve onu kalbleriyle tas­dik eden kahramanların tarihidir. Bu kahramanlar, Allah ve Rasûlü’ne dâ-vet edildiklerinde "Ey Rabb’imiz! Biz ’Rabb’inize iman edin!’ diye imana çağıran bir dâvetçiyi (Hz. Muhammed’i veya Kur’an’ı) işittik ve hemen iman ettik" (Âl-i İmran/193) sözlerinden başka şey söylememişler ve her konuda Hz. Peygamber’e destek olmuşlardır. Canları, malları ve aşiretleri onlar için pek fazla bir değer taşımıyordu. Allah’a davet yolunda her türlü meşakkati göğüslemeye hazırdılar. Bu uğurda acıları güzel telakki ediyorlardı. Bu da­vetin yakini kalblerine nüfuz etmiş, nefislerine ve akıllarına hâkim olmuş­tur.

Gaybe iman edip Allah ve Rasûlü’nü sevmelerinden dolayı kendilerin­den hârikalar sâdır olmuştur. Onlar mü’minlere karşı (kendi aralarında) mer­hametli, kâfirlere karşı şiddetli idiler. Âhireti dünyaya, gaybı şuhûda (görü­nür âleme), hidâyeti de mal yığmaya tercih ederler; Allah’a davet hususun­da çok titizlik gösterirlerdi. Gayeleri, insanları kula kulluktan Allah’a ibâ­dete sevkedip bâtıl dinlerin zulmünden İslâm’ın adaletine, dünyanın darlı­ğından âhiretin genişliğine çıkarmaktı. Onlar beşeriyeti dünyanın süslerine ve mallarına önem vermemeye, Allah’a ve cennete kavuşmayı arzulamaya ve (müslümanları da) islâm yardımının ve hayırlarının doğusundan batısı­na, dağlarından ovalarına, engin vadilerine varıncaya kadar bütün dünyaya yayılması hususunda büyük gayret sarfetmeye sevketmek istiyorlardı. Bu yolda dünya lezzetlerini unutup istirahatlarından vazgeçtiler. Yine bu uğurda va­tanlarını terkedip canlarını ve mallarının en hayırlılarını sarf ettiler, öyle ça­lıştılar ki nihayet din tam manâsıyla yerleşti; kalbler tamamen Allah’a yö­neldi, îman rüzgârları kuvvetli, temiz ve bereketli olarak esmeye başladı. Tevhid ve iman, ibâdet ve takva devleti kuruldu; cennete rağbet arttı. Hidâyetin yeryüzünde yayılmasıyla insanlar gruplar hâlinde Allah’ın dinine girmeye baş­ladı.

Onlann hâdiselerini tarih kitapları, haberlerim (yaşantılarını) da İslâm’ın divanları kaydetmektedir. Onlar her zaman için müslümanların hayatında yenilik ruhunun uyanmasına kaynaklık ettiler. Bunun içindir ki İslâm mü­câhitleri, ıslahatçı ve dâvetçileri onlara (sahabilere) nisbet edilen bu hâdise­leri ve hikâyeleri nakledegelmişler; müslümanların gayretini uyandırma ve kalblerini iman ateşiyle tutuşturma hususlarında bunlardan yararlanmışlar­dır. Fakat öyle bir zaman geldi ki müslümanlar bu tarihe bakmaz oldular ve onu unuttular. Müslüman yazarlar, vaizler ve dâvetçiler son devir zahit­lerinin, şeyh ve evliyalarının haberlerine yöneldiler. Kitaplarım bu zahitle­rin, şeyh ve evliyaların kıssa ve kerâmetleriyle doldurdular. Halk bunlardan başka birşey okumaz oldu. Vaaz meclisleri, ders halkaları, kitap sayfaları bunlarla dolup taştı.

Bildiğimiz kadarıyla bu asırda ashab-ı kiramın haberlerinin ve yaşantı­larının faziletini, sayfalar arasında gömülü bulunan bu ıslahatçı ve eğitici servetin İslâm daveti ve dinî terbiye hususlanndaki önemini ve kalbler üze­rindeki tesirini kavrayanların ilki, (bu kitabın yazan Muhammed Yusuf Kan-dehlevî’nin babası) büyük ıslahatçı, meşhur İslâm dâvetçisi şeyh Muhammed İlyas KandehlevîMir. (Vefatı Hicrî 1363; M. 1944). Kendisi devamlı olarak bu konularla ilgili kitapları okuyor, okutuyor ve sonra da bunlan, anlatma veya hatırlatma yoluyla naklediyordu. Onun Hz. Peygamber’in sîretine ve ashab-ı kiramın haberlerine çok düşkün olduğunu gördüm. Bunlan talebe ve arkadaşlarıyla müzâkere ediyordu. Her gece içlerinden birisi bu hikâyele­ri okuyor, o da diğerleriyle birlikte bunlan istekli bir şekilde dinliyordu.

Bun­ların yeniden gündeme getirilmesini, neşredilmesini ve müzâkerelerinin ya­pılmasını istiyordu. Onun (Muhammed Ilyas’ın) kardeşinin oğlu, büyük rau-haddis Şeyh Muhammed Zekeriya Kandehlevî, Urduca, orta büyüklükte bir kitap telif etti. Bu kitap sahabilerin yaşantıları hakkında yazılmış olup adı da Hikâyâtu’s-Sahâbe (Sahabilerin Hikâyeleri) idi. (Onun Evcezü’l-Mesâlik ilâ Muvatta-i Îmam Mâlik adlı bir kitabı daha vardır). Amcası onun bu ki­tabını görünce çok sevindi. Halkı Allah’ın dinine davet edenlere ve bunun için yolculuklara çıkanlara bu kitabı okumalarını ve müzâkere etmelerini tav­siye ederdi. Sözkonusu kitap bugün de, tebliğ yapmak ve Allah yolunda ci­hat etmek isteyenlerce okunması tavsiye edilen en mühim kitaplardan birisi olup dinî çevrelerde büyük kabul görmektedir.

Şeyh Muhammed Yusuf, babası büyük Şeyh Muhammed îlyas’ın mi­rasçısı olarak (onun vefatından sonra) tebliğ vazifesini omuzlarına aldı. Hz. Peygamber’in sîreti ile ashab-ı kiramın ahvâline olan iştiyakında da ona mi­rasçı oldu. Esasen hayatta iken babasına bu hikâyeleri ve dersleri siyer ki­taplarından ve sahabenin hayatlarını anlatan eserlerden okuyan da oydu. Onun vefatından sonra da davet hususunda çok meşgul olmasına rağmen siyer, tarih ve tabakât kitaplarını mütâlâa etmekten geri kalmamıştır. Bil­diklerimiz arasında sahabilerin haberleri ve hallerinin incelikleri hususunda ondan daha geniş bilgi sahibi olan birisi yoktur. Kendisi bu haberleri ve in­celikleri her fırsatta nakleder, onlardan en güzel bir şekilde delil getirirdi. Bu haberleri en güzel şekilde derleyen de yine odur.

Konuşmalarında, yazış­malarında ve konferanslarında en çok bunları kullanırdı. Konuşmasının, in­sanları adeta büyüleyen sözlerinin kalbler üzerindeki tesirinin yegâne kay­nağı bu tarihî hikâyeler ve doğru kıssalardı denilebilir. Kitleleri fedâkârlık yapmaya, başkasını kendi nefsine tercih etmeye, zorlukları önemsememeye, Allah yolundaki meşakkatlara göğüs germeye sevkeden de bu hikâyelerdir.

Onun zamanında Arap ülkelerine, Amerika’ya, Avrupa’ya, Japonya’ya ve Hint Okyanusu adalarına davet götürülmüştür. O sıralarda dâvetçilerin ve bu amaçla seferlere çıkanların okuyup aralarında müzâkere edebilecekleri; kalblerini ve akıllarını besleyecek, dinî duygularını coşturup yol gösterecek, canlarını ve mallarını Allah yolunda seve seve feda ettirecek ve onları Allah yolunda hicrete, yardımlaşmaya ve güzel ahlâka teşvik edecek büyük bir ki­taba ihtiyaç vardı. Bu, öyle bir kitap olmalıydı ki onu okuyanların nefisleri gözlerinde, gölcüklerin büyük denizler, uzun boylu insanların da yüce dağ­lar karşısında küçülmesi gibi küçülmeliydi. Yine bunu okuyan müslümanlar amellerini azımsayıp Allah’a davet yolunda hayatlarını hiçe sayarak gayrete gelmeliydiler.

Allah Teâlâ, Şeyh Muhammed Yusuf Kandehlevî’ye bu büyük konuda davet faziletinin yanısıra böyle bir kitap telif etme faziletini de bahşetmek diledi. Halbuki kendisi ders vermekle, toplantılar düzenleyip irşad ve tebliğ amacıyla büyük yolculuklar yapmakla ve dışardan gelen heyetlerle meşgul olduğundan telif ve yazı hayatından uzak bulunmaktaydı. Bununla birlikte Allah’ın tevfîki ve yardımı ile ve bir de sahip olduğu olağanüstü gayretle te­life de zaman ayırabildi. Böylece, çok zor birşey olan davetle telifi biraraya getirdi ve Allah’ın izni ve yardımıyla önce îmam Tahâvî’nin Meâni’1-Âsâr adlı kitabının şerhini Emâni’l-Ahbâr adıyla ve büyük ciltler hâlinde şerhet-meye, sonra da Hayâtu’s-Sahâbe adlı kitabı üç büyük cilt hâlinde yazmaya muvaffak oldu. Bu kitabında (Hayâtu’s-Sahâbe’de) siyer, tarih ve tabakât kitaplarında dağınık bir şekilde yer alan konuları derledi. Konulara Hz. Pey­gamber’in haberleriyle başlıyor; ikinci derecede de sahabilerin kıssalarına yer veriyordu. Bunların özellikle davet ve eğitimle ilgili olan; dâvetçileri ve eği­ticileri ilgilendiren taraflarını ele alıyordu. Böylece bu kitap dâvetçiler için bir hatırlatma, Allah yolunda çalışanlar için bir azık ve bütün müslümanlar için de bir iman ve yakin medresesi oldu. Müellif bu kitabı sahabilerin ha­berlerinden derlemiştir. Ashabın, tek bir kitapta bulunmaları pek nâdir olan sîret, kıssa ve hikâyelerini bu kitapta biraraya getirmiştir. Bunu yaparken de birçok hadis, müsned, tarih ve tabakât kitaplarını elden geçirmiştir. Işte bunun içindir ki kitap sahabe asrını tasvir etmekte, onların (ashabın) hayat­larını, hasletlerini, ahlâk ve hatıralarını bizlere nakletmektedir. Kıssa ve ha­berlerin derlenmesi sırasında yapılan dikkatli araştırmalar kitaba da yansı­mış ve önün tesirini artırmıştır. Bütün bu özelliklerinden dolayıdır ki bu ki­tabı okuyan kimse kendisini iman, davet, kahramanlık, fazilet, İhlâs ve Zühd ortamında bulur.

Yazar : M.YUSUF KANDAHLEVİ
Çeviren : ALİ ARSLAN
Yayınevi : MERVE YAYINLARI
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Sayfa Sayısı : 2120
Kapak Tipi : Lüks Cilt

Dili : TÜRKÇE
Ebat – Boyut : 185-245
Cilt : 4

;)
Hadisle ilgilenenler mutlaka almalı
A... A... | 14/06/2017
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
Hayatü's Sahabe Kutulu 4 Cilt, M. Yusuf Kandehlevi Hayatü's Sahabe Kutulu 4 Cilt, M. Yusuf KandehleviHayatüs Sahabe 4 Cilt Şamua Kağıt 1.811,25 TL 9789944219112
Hayatü's Sahabe Kutulu 4 Cilt, M. Yusuf Kandehlevi

Tavsiye Et

*
*
*
Kitap engel tanımaz.
Okumaktan vazgeçmeyin... 
Oku emrine adanmış ömürlere muhabbetle hürmetle
biz sizin için burada olacağız, katkılarınızla daha çok çalışıp kendi sınırlarımızı zorlayacağız.
Selam ve Dua İle... 
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.