Zamanı Hicretle Başlatmak
27-06-2025
00:35

Zamanı Hicretle Başlatmak: Hicrî Takvim ve Diriliş Bilinci
1. Başlangıcın Başka Bir Adı: Hicret
İslam tarihinde bir takvim başlangıcı olarak hicretin seçilmesi, yalnızca tarihî bir hatırlatma değil; aynı zamanda bir bilinç, bir yön, bir niyet ve bir davet anlamı taşır. Peygamber Efendimiz’in (sav) Mekke'den Medine'ye hicreti, mazlumdan izzete, karanlıktan nura, baskıdan özgürlüğe, yalnızlıktan ümmete yürüyen kutlu bir yolculuktur. Hazreti Ömer’in (ra) halifeliğinde takvim başı olarak bu yolculuğun seçilmesi, ümmetin zamanını sadece saymak değil; inşa etme, yaşama ve diriltme niyetiyle değerlendirme arzusudur.
Çünkü hicret, bir kaçış değil; bir karşı duruş, bir terk değil; bir tercih, bir bitiş değil; bir diriliştir.
2. Takvim Değil Tavırdır Hicret
Hicrî takvim, ayın hareketlerine göre belirlenmiş bir sistemin ötesinde; Müslüman’ın zamanı algılayışını, hayatı okuyuşunu ve sorumluluğunu taşıma biçimini de şekillendirir. Her yeni hicrî yıl, bir muhasebe, bir hedef tazeleme, bir davaya sadakat yemini gibidir.
Mümin, zamanı tüketerek değil; zamanı tebliğe, tefekküre ve terbiyeye çevirerek yaşar. Hicrî takvim bize bunu öğretir: Zamanın kıblesi vardır; ve kıblesi Kâbe olan bir ümmetin takvimi de ancak hicretle başlar.
3. Hicret: Bugünün Müslümanına Ne Söyler?
Bugün modern şehirlerde yaşayan biz Müslümanlar için hicret, yalnızca coğrafi bir göç değil; kalbî, zihnî ve ahlâkî bir dönüşüm çağrısıdır. Hicret, nefsiyle barış yapmayanın, zulümle arasına mesafe koyamayanın, hak ile batıl arasına sınır çizemeyenin uykusunu kaçıracak bir sarsıntıdır.
> “Kim Allah ve Resûlü uğruna hicret ederse, gideceği yere Allah ve Resûlü’dür...”
(Nisâ, 100)
Bu ayet, hicreti yalnızca bir mekân değişikliği olarak değil, bir yön tayini, bir kimlik inşası, bir sadakat beyanı olarak sunar.
Bugün hicret, dijital bağımlılıklardan fıtrata dönüştür.
Bugün hicret, nefsin hevasından Allah’ın emrine hicrettir.
Bugün hicret, haksız kazançtan helal rızka, gafletten ibadete hicrettir.
Bugün hicret, modern putlardan tevhide hicrettir.
Bugün hicret, yalnızlıktan ümmete hicrettir.
4. Neden Miladi Değil de Hicrî?
Miladi takvim, zamanın başlangıcını Hz. İsa’nın doğumuna bağlar. Hicrî takvim ise, İslam’ın yerleşip güç kazandığı, ümmetin inşa edildiği, adaletin kurumsallaştığı Medine hayatına yaslanır. Doğumu değil; dönüşümü esas alır. Bu bile başlı başına bir fark ve mesajdır:
Miladi sistem dünyayı ölçer;
Hicrî takvim ise duruşu ve yönü ölçer.
5. Hicret ve Diriliş Bilinci
Diriliş, bedensel bir yeniden kalkış değil; imanın hareketle, ahlakın kararlılıkla, tefekkürün eylemle birleştiği andır. Bu da ancak hicretle mümkündür. Hicret bir yoldur ve her yol gibi yoldaş ister. O yoldaş ise takvâ, sabır, istikamet ve ihlâstır.
Bugün hicret; kendini tüketen değil, kendini inşa eden bir insan olmaktır.
Bugün hicret; dijital köleliğe karşı zihinsel özgürlüktür.
Bugün hicret; toplumun rengine boyanmamak, hakkın renginde sabit kalmaktır.
6. Yeni Yıla Nasıl Girmeli?
Yeni bir hicrî yıl, yeni bir hicrettir. Bu yıl şunu sormalıyız kendimize:
Hangi zulümden uzaklaştım?
Hangi batıl düşünceden hicret ettim?
Hangi kötü alışkanlığı arkamda bıraktım?
Hangi yeni tevhid durağına yürüdüm?
Çünkü hicret, bir defaya mahsus değil; her gün yeniden yapılması gereken bir inanç eylemidir.
7. Son Söz: Zamanın Şahitliğinde Bir Hicret Daveti
Hicrî takvim, bize her yıl şu sesi fısıldar:
> "Ey Müslüman! Nereye?"
Günah dolu bir şehri bırakıp takvâya mı,
Yoksa takvâdan uzaklaşıp dünyevîliğe mi hicret ediyorsun?
Bir yön seç! Zaman seni izliyor…
Ya Allah’a doğru hicret, ya da nefsin putlarına esaret…
Mehmedi Bahaddin Canbaz
Mehmedi Bahaddin Canbaz