2. el, Hulasatül Beyan Büyük Kuran Tefsiri, Konyalı Mehmet Vehbi, 16 Cilt
HÜLASAT'ÜL BEYAN
Fİ TEFSİR'İL KUR'AN BÜYÜK KUR'AN TEFSİRİ
Konyalı Mehmed Vehbi
16 CİLT 8 CİLTTE TOPLANMIŞ – TAM TAKIM
HÜLASATÜL BEYAN Fİ TEFSİRİL KURAN
2. hamur
16x24 cm ebadında
Mehmet Vehbi Efendi
KİTAB HAKKINDA NAŞİRİN AÇIKLAMASI
Merhum Mehmed Vehbi Hoca'nın « Hulasat'ül Beyan Fi Tefsir'il Kur'an » isimli onbeş ciltlik bu büyük eseri senelerdenberi Müslüman halkımız tarafından ısrarla aranıyordu. Son yıllardaki dinî kültürümüzün kaydettiği gelişme bu eseri daha şiddetle ihtiyaç hâline getirdi. Basılması bir zaruret oldu.
Büyük, temel îslâmî eserlerin neşri gayesiyle) kurulmuş olan şirketimiz ilk iş olarak bu büyük eserin neşrine başladı. Allahû Teâlâ'mn tevfik ve inayetiyle bunu takiben kaynak kitapların neşrine devam edeceğiz…
«Hulasatül Beyan»ın en büyük hususiyeti İslâm âleminde yazılmış en muteber tefsirlerden hulâsalar naklederek tefsir mevzuunda bütün nokta-i nazarları belirtmiş olmasıdır.
Kazî Beyzâvi, Fahri Bâzi, Hâzin, Medarîk, Ebussuût Efendi, Ni'metul-lah Efendi, İbni Ceriri Taberî, Nisâburî, Sıddık Han gibi pek çok müfessirî'nin âyetleri tefsir edişteki görüşleri nakledilmiştir.
İkinci hususiyeti, Türkçe neşredilen tefsirler içinde en genişi olmasıdır. Onaltı cilt olan bu tefsirde âyetler izah edilirken derinliklerine kadar inilmiştir.
Üçüncü hususiyeti, âyetler toplu şekilde değil teker teker ele alınmış ve tefsiri yapılmıştır. Dili çok sâdedir. Herkesin anlıyabileceği şekilde selis bir üslûpla yazılmıştır.
Eserin basımında yanlışsız ve aslına uygun olması için mümkün olan azâmi dikkat gösterilmiştir. Buna rağmen gözümüzden kaçmış hususların okuyan din kardeşlerimiz tarafından bildirilmesini rica ediyoruz.
Âyetlerin metinleri merhum Hasan Kızanın hattıdır. Okuyanların daha iyi istifade edebilmeleri için âyet numaralarını da koyduk.
Âyetlerin mealleri tefsir kısmından siyah puntularla dizilerek ayrılmıştır. Böylece, yalnız âyet mealine bakmak istiyenlere kolaylık sağlanmış oldu.
İzah edilen kelimeler ve bunların izahları italik harflerle dizilmiş ve okuyucunun dikkati çekilmiştir.
Her sayfanın üst kısmına sûre ismi ve cüz numarası yazılmıştır. Böylece bir âyetin veya sûrenin tefsirini okumak ıstiyenler kolayca bulabileceklerdir.
Kitabın baş tarafına mevzu fihristi konmuştur. Bu sadece her cilde ait fihristtir. Bundan başka inşaallah onaltıncı cildin sonuna çeşitli fihristler ilâve edilecektir. Böylece eser tasnifsiz malûmat yığını olmaktan kurtarılacak, eserden azamî istifade sağlanacaktır.
Ayrıca tefsirin bütün ciltlerinin basımının tamamlanmasından sonra müstakil bir cilt halinde lügatçe çıkarılacaktır. Bu cilt gençlerimizin ağır buldukları kelimeleri izah edecek, aynı zamanda dînî tâbirleri açıklayan ansiklopedik lügat mahiyetinde olacaktır.
Din kardeşlerimizin kitabı okuduklarında Allahın bu mübarek kelâmının sonsuz feyizlerinden nâsîbedâr olmalarını niyaz ederiz.
Eserin merhum müellifinin de ruhu şad, kabri ferah, mekânı Cennet olsun. (satış oku hulasatül beyan tefsir indir kitabı online satın al kitap yayın kitab ucuz dini kitap uygun fiyat kitabı islami yayınlar hülasatül beyan kuran tefsiri gonca kitabevi Konyalı Mehmet Vehbi efendi )
Mümin ÇEVİK
16.11.1966
MÜELLİFİN TERCÜME-İ HALİ
(1861 – 1949)
Mehmet Vehbi (Çelebi) İstiklâl mücadelesi sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin üçüncü Şer'iyye ve Evkaf Vekilidir. Tarihe mal olmuş büyük şahsiyetlerden biridir. 15 ciltlik yazmış olduğu «Hülâ-satül Beyan Fî Tefsîril Kur'ân» nammdaki tefsiriyle şöhret bulmuş değerli din âlimlerindendir.
1861 Yılında Konya ilinin Hadim kazasında Kongul köyünde doğmuştur. Ulema mesleğinden Çelik Hüseyin Efendi adında bir zatın oğludur.
İlk tahsiline köyün mektebinde başlamış, Anbarlızade Mehmet Efendiden Kur'ân-ı Kerimi'i hatmetmiş, tecvit vesair lüzumlu ilimleri de öğrenmiştir. 1876 Tarihinde Tomakzade Mehmet efendiden de Emsile ve Binayı okumuş, bir yıl sonra da Hadim Medresesine kaydolmuştur. Burada İstanbul mezunlarından Hafız Ahmet Efendiden Sarf ve Arabi tahsil etmiştir. Hocasının Bardas köyüne Müderris olması üzerine tahsilini ikmal etmek için onunla birlikte Bardas köyüne gitmiştir.
1879 Yılında tekrar Hadim Medresesine dönmüş, bir yıl sonra da Konya'da Şirvaniye medresesine girmiştir. Konya Müftüsü Hacı Hüseyin Efendiden Mollacami, Tavaslı Osman Efendiden de Fıkıh ve Usul derslerini okumuştur.
1888 Yılından itibaren ders okutmağa ve icazet vermeğe başlamıştır. Göstermiş olduğu liyakat üzerine 1899 yılında Konya Valisi Ferid Paşanın tamir etmiş olduğu Mahmudiye medresesine müderris tayin edilmiş, 1901 yılında da Konya Hukuk Mahkemesine üye olmuştur. Bu vazifede iki yıl kaldıktan sonra Konya'da yeni açılan Hukuk Mektebine Vesaya Muallimi olmuştur.
1908 Yılında İkinci Meşrutiyetin İlânı dolayısiyle Konya Mebusu olarak İstanbul Meclisi Mebusanına katılmıştır.
Hiçbir partiye mensup olmıyan üstad 1911 yılında Meclisin dağılması üzerine Konya'ya gelerek Türkçe bir tefsir yazmaya ve tedrisle meşgul olmaya başlamıştır. Fakat bu,sırada Birinci Cihan Savaşının çıkmasiyle tedrisle uğraşmaktan vaz geçmiş, bütün vaktini tefsirin tamamlanmasına hasretmiştir. «Hülasatül Beyan Fi Tefsiril Kuran» adı altında 15 ciltlik muazzam eserini 1915 yılının sonunda bitirmiş ise de malî durumu müsait olmadığından tab' ettirememiştir.
Birinci Dünya Savaşı 1918 yılında her iki tarafa mensup devletler birer muahede ile harpten çekilmişlerdi. Osmanlı Devleti de Mondros mütarekesini imzalamıştı. Fakat Yunanlılar 1919 yılında İzmir'e asker çıkarmasıyla memleket tehlikeli bir duruma düşmüş, . işin vahametini idrak eden necip ve asil Türk Milletinin böyle bir haksızlığı kabul edemiyeceği pek tabi'i idi. Bunun için memleketin muhtelif yerlerinde «Kuvay-ı Milliye» teşekkül etmişti. Bilhassa Doğu Anadolu'da Erzurum ve Sivas Kongreleri yapılmış, memleketin muhtelif yerlerinde çete teşkilâtı kurulmuştu.
Böylece Vatanın tehlikeli bir anında Konyalı Mehmet Vehbi, Milli Kuvvetler lehinde konuşmalar yapmış ve bazı subaylarla temasa geçmişti. Fakat bu temaslarından ürken Konya Valisi Cemal Bey, Hâdimli Hocayı göz hapsine almış ise de Üstad yılmamış, Vatanın selâmeti hususunda ilgilileri uyandırmaktan geri durmamıştır.
Valinin kaçması üzerine İngiliz ve İtalyan temsilcileri ve 1500 kadar silâhlı İtalyan askeri Konya'yı almayı düşünmüşlerdi. Bu haberin kısa zamanda halk arasında yayılmış olması ve Kuvayi Milliyenin o zaman Bey-şehirdeki kumandanı şehit Miralay Nazım Beyin Konya M. Umumisi vasıtasıyla ordunun Vehbi hoca hakkındaki güven ve arzusunu bildirmesi üzerine Konya memurin, ulema ve eşrafı toplanarak Mehmet Vehbi Hocayı Vali Vekâletine seçmişlerdi. Bu sırada İstanbul Hükümeti Kuvayi Milliyenin ileri gelenleriyle anlaşarak Suphi Bey isminde birini Konya'ya Vali tayin etmişti. Vehbi Hoca da 1919 yılında tekrar İstanbul Mebusan Meclisine Konya'dan mebus seçilmişti.23 Nisan 1920 yılında Vehbi Efendi Ankara'da açılan Büyük Millet Meclisine Konya Mebusu olarak iştirak etmiş ve bir müddet Meclis Reisliğinde de bulunmuş, büâhere Şer'iye ve Evkaf Vekili olmuştur.
Bazı sebebler dolayısıyla Şer'iye Vekilliğinden çekilen Mehmet Vehbi bir müddet siyaseti de bırakarak Ankara'da kalmıştır. Bu esnada Tetkikat ve Te'lifatı islâmiyye heyeti meyanmda bulunan Şemsettin (Günaltay'ın) cesaret vermesiyle hazırlamış olduğu 16 ciltlik tefsirinin tab'ına karar vermişti. Eserin basılması hususunda Konya'nın eşraf ve tacirlerinden Hacı Kaymakzade Hacı Mahmut ve oğlu Kasım efendilerin maddî yardımıyla tefsirin tab'ına muvaffak olunmuştur.
Tefsir-i şerifin musahhihi bulunan Evkaf-ı İslamiye matbaası muhasebecisi Abdullah oğlu Hafız M. Kâmil de eserin tashihinde «deruhte edilen vazifenin ehemmiyetinden bahsetmekte ve Kadırgalı Mustafa Nazif Efendi tarafından yazılan kelâmullahtan tatbik edilmiş olmakla onun resmi hattı kabul edilmiş olduğunu, tefsiri okumak istiyenlere bir suhulet olmak babında konulan işaretler hakkında malûmat verildiğini, terceme ve tefsir olan Kur'ân âyetleri kavislerin, âyetlerin tercümeleri köşeli mu'terizalar içerisinde ibare arasında geçen hadîs-i şerifler de kavisler içine alındığını, bütün tefsir Ketuhta camii şerifi imamı bulunan Hafız İbrahim Efendi tarafından tetkik edilmiş, mevcut hataların savabları ayrıca bir cetvel halinde tefsir-i şerifin sonuna ilâve olunduğunu» beyan etmiştir.
Merhum üstad, siyasî hayatında partiye girip girmemek hususunda zamanın ileri gelenleri ile fikir ihtilâfı halinde idi. Birinci T.B.M.M.‘nin feshinden sonra Milletvekili olmamasına rağmen tarassut altında bulundurulmuştur. Hulasatül Beyan Büyük Kuran Tefsiri
Basılmakta olan ve bir taraftan da satışa çıkarılan tefsirin bine yakın nüshasını eski bir talebesi olan Bahkesirde imamlık vazifesi yapan Nec-mettine götürmüş, sonra diğer ciltlerini de tab işlerini kontrol etmek üzere İstanbul'a gelmişti. Birgün köprüde eski Canik mebusu Nafiz Beye tesadüf etmiş ve Nafiz Bey ile birlikte Erzurum Mebusu Hüseyin Avni Beyin Karaköyde bulunan yazıhanesine gitmişti. Orada nargilesini içerken İzmir suikastinin mürettipîerinden maslup Ziya Hurşit de gelmişti. Merhum Vehbi Efendi Ziya Hurşid'in ilk Büyük Millet Meclisinden eski bir mebus arkadaşı olması dolayısıyla onunla hasbıhalde bulunmuştu. Bu sebepten Vehbi Hoca İzmir suikastinden dolayı 1927 de Konya'da tevkif edilmiş, bir hafta kadar polis kısmı adli reisinin odasında nezarette kaldıktan sonra bir emirle ilmiye kisvesinden tecrit edilmek suretiyle Ankara'ya gönderilmiştir. Ongun kadar nezarette kaldıktan sunra yapılan tahkikat neticesinde suikastla hiçbir alâkası olmadığı anlaşılmış ve İstiklâl mahkemesine sevkedilmesine mahal kalmadan serbest bırakılmıştır. Hulasatül Beyan Tefsiri